Kürk Mantolu Madonna / Kitap Yorumu

Bu gün sizlerle #kitapyorumu yapacağımız kitap “Kürk Mantolu Madonna” yazar Sabahattin Ali işte başlıyoruz..
Puanım: 5/5

Kitap bildiğimiz gibi aşırı popüler ve artık klişe olmaya başlamış olsa dahi kesinlikle okumamazlık yapılmamalı, kesinlikle alınmalı ve sessiz sakin bir ortamda dikkatli dikkatli okunmalı. Ben okurken öyle yavaş okudum ki sanırım üç saatte bitirdim. Kitap beni Ankara’nın tozlu sokaklarından Berlin’in galerilerine bir bir satırlar arasında gezdirmeyi başardı. Sabahattin Ali hakkında konuşmaya gerek dahi yok kaleminin ne kadar usta olduğunu hepimiz biliyoruz. Sadece henüz okumadıysanız, okuyun..

Kitap iki kişinin gözünden anlatılıyor. İlk başlarda işten çıkarılan ve parasının bitmesi ile sıkıntılar çeken karakterimiz eski mektep arkadaşı sayesinde iş buluyor. Raif Efendi’nin odasında çalışmaya başlıyor ve herkes gibi o da Raif Bey’i ön yargılarıyla sıkıcı bulmaya başlıyor. Lakin zaman geçtikçe Raif Bey ile baya yakından görüşmeye başlıyor.

Roman ilk etapta her ne kadar bir aşk hikâyesi gibi anlatılsa da, içerik sadece aşktan ibaret değildir. Zenginlik, yoksulluk, o döneme ait hayat kesitleri ve en önemlisi insanlar hakkında herhangi bir bilgi elde edilmeden yapılan önyargılardan bahsedilmektedir.

 
Raif Efendi ailesi ve toplum tarafından dışlanmış ve bu dışlanma sonucu her şeyi kendi içinde yaşayan bir karakter, iletşimden kaçan ve kendini insanlardan soyutlayan Raif Efendi kendini çizimlere verir. Bir gün defterinin okunması ile bu karamsarlık ve melankoli durumunun sırları gün yüzüne çıkıyor.

Babası için bir yabancı gibi olan Raif, babası tarafından Almanya’ya bir fabrikada sabunculuk tekniğini öğrenmesi için gönderildiği gönderili ama o hiçbir zaman ticaretle ilgilenmemiş ve para kazanma hırsı içinde olmamıştır. Sadece okuduğu kitaplarda ve metinlerde ki avrupa merakı için gider. Lisan öğrenmek için pansiyonda bir süre kalan Raif, günlerini galerilerde ve Berlin sokaklarında gezerken günlerini harcar. Lakin bir gün o kadınla tanışır.